Youtube
İnstagram
WhatsApp
Telefon

İdiyopatik Pulmoner Fibroziste Akciğerlerimize İyi Bakalım Doğru Beslenelim

  • Anasayfa
  • Blog
  • İdiyopatik Pulmoner Fibroziste Akciğerlerimize İyi Bakalım Doğru Beslenelim

İdiyopatik Pulmoner Fibroziste Akciğerlerimize İyi Bakalım Doğru Beslenelim

İdiyopatik Pulmoner Fibrozis (İPF), kanserle benzer biyolojik özelliklere sahip bir hastalıktır. Akciğer fibrozisinin ilerlemesiyle birlikte, İPF hastalarında mortalite riski giderek artmaktadır. İPF’de farmakolojik ve non-farmakolojik olmak üzere tedavi modaliteleri vardır. Farmakolojik olarak tüm Dünyada hâlihazırda pirfenidon ve nintedanib etken maddeli iki anti-fibrotik ilaç kullanılmaktadır. Anti-fibrotik ilaçlar İPF' de ortalama sağ kalım süresini belirli bir ölçüde uzatabilir ve ölüm riskini azaltabilir. Non- farmakolojik olarak ise oksijen tedavisi, pulmoner rehabilitasyon, aşılama, eşlik eden hastalıkların tedavisi, beslenme gibi çoklu bileşenler yer almaktadır. Bunlara rağmen İPF' li hastaların sağ kalım süresinin nasıl uzatılacağı gizemini korumaktadır. Araştırmalar, beslenmenin İPF ölüm oranında potansiyel bir rol oynadığını ve Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ve kilo kaybının İPF ölüm oranını artırabileceğini göstermiştir. Düşük VKİ, akciğer enfeksiyonları ve dolayısıyla akut alevlenmelere neden olarak mortaliteyi arttırmaktadır. Öte yandan, kilo kaybı yalnızca IPF hastalarında beslenme durumunun kötüleşmesini ve hastalık ilerlemesini yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda İPF’ de mortalite tahmininde bir risk faktörü olarak da kullanılabilir. Anti-fibrotik ilaçların iştah azalması ve ishal gibi yan etkilere neden olması da yine IPF hastalarında VKİ ve kilo kaybını arttırabilmesi açısından dikkatli olunması gerekir. Ek olarak, İPF' li hastalar, belirli hormonları düzenleyerek iştahı daha da baskılayan ve bunun sonucunda gıda alımının azalmasına neden olan çeşitli derecelerde kronik hipoksiden muzdariptir. Hipoksi ayrıca bağırsak hasarına ve inflamasyonuna katkıda bulunarak besinlerin sindirimini ve emilimini engeller. Teorik olarak hastaların sindirim işlevini ve beslenme durumunu iyileştirmek İPF sağ kalımına fayda sağlasa da İPF prognozu üzerindeki etkisi için geniş ölçekli prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.

Beslenme, özellikle IPF hastalarında kilo kaybı, kas erimesi ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi durumlarla başa çıkmada önemli bir rol oynar. Peki İPF’ li hastalar beslenmede nelere dikkat etmelidir.  

IPF hastalarında hastalığın patogeneziyle ilişkili olarak ve nefes darlığı artışıyla belirginleşen kilo kaybı ve kas zayıflaması görülebilir, bu da enerji ve protein ihtiyacını artırır. Bu nedenle, hastaların yeterli kalori alması, yüksek kalorili, besleyici yoğun yiyecekler tercih etmesi önemlidir. İştah azalması ve yutma güçlüğü olan hastalar için daha kalorili ve yoğun besinler, gerekli hastalarda enteral beslenme desteği önerilebilir. Kas kaybını azaltmak ve kas kitlesini desteklemek için günde 1.2–1,5 gram protein/kg vücut ağırlığı önerilebilir. Protein kaynakları olarak yağsız et, balık, tavuk, süt ürünleri, baklagiller ve yumurta gibi yüksek kaliteli protein kaynakları tercih edilmelidir.

IPF hastalarında hareketsizlikle birlikte ve hipoksinin arttırdığı kabızlık yaygın ve önemli bir sorundur, bu yüzden sebze, meyve ve tam tahıllı gıdalar gibi lifli gıdaların tüketimi artırılmalıdır.

IPF hastalarında oksijen tedavisi ile ağız kuruluğu artabilmektedir. Buna bağlı sıvı ihtiyacı artar ve sıvı alımı önemlidir ancak aşırı sıvı alımından kaçınılmalıdır. Zira bazı hastalarda aşırı sıvı alımı, ödeme ve dolayısıyla da nefes darlığının artmasına yol açabilir. Kuruyemiş, turşu ve konserve gibi tuzlu yiyecekler sodyum içeriklerinin yüksek olması nedeniyle su tutulumunu ve ödemi arttırabilir. Tuz alımı azaltılmalı ve günlük sıvı alımı, eşlik eden hastalıklarla birlikte takip eden hekimce belirlenmelidir.

IPF patogenezi kaçınılmaz progresif bir hastalık olmakla birlikte inflamasyonun devam etmesi hastalık progresyonuna- ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Omega-3 yağ asitleri, inflamasyonu azaltmaya yardımcı olduğu bilinen gıdalardır. IPF hastalarındaki inflamasyon açısından omega-3 yağ asitleri bol bulunan özellikle somon, alabalık, uskumru, ton balığı gibi balıklar ve ceviz tüketimi faydalıdır. Bunlarla birlikte inflamasyonu arttırdığı bilinen doymuş yağlar ve rafine şeker içeren işlenmiş gıdaların tüketimi azaltılmalıdır. Hayvansal yağlar olarak da bilinen doymuş yağlara örnek; sucuk, sosis, pastırma, margarin, tereyağı, iç yağı, palm yağı, hindistan cevizi yağı ve kakao yağı verilebilir. Bunların en zararlısı paketli ürünlerde olan trans yağdır. Doymuş yağ içeren gıdaların tüketimi anti-fibrotik ilaçların da emilimini hızlandırarak yan etki gelişimini arttırabilir. Bu nedenle anti-fibrotik ilaç kullanımına bağlı gastrointestinal sistem yan etkileri gelişen hastalarda hangi öğünden sonra şikâyetlerin arttığı ve o öğünde ne çeşit gıdalar tükettiği ayrıntılı sorgulanmalıdır. Aynı şekilde kahve, çay, çikolata ve meşrubat gibi kafein içeren yiyecekler ve yüksek yağlı yemekler reflüyü arttırır. Reflü de öksürüğü arttırabilir. Anti-fibrotik alan hastalar her vizitte bu açıdan da sorgulanmalı, bu tarz besinlerin tüketimi sınırlanmalıdır.  

Doymuş yağlar yerine sağlıklı doymamış yağlar (örneğin zeytinyağı, mısır özü yağı, kanola yağı, avokado, keten tohumu) ve kompleks karbonhidratlar (tam tahıllar, baklagiller) tercih edilmelidir. Yüksek yağlı yemekler reflü ve dolayısıyla öksürüğünüzü arttırabileceği gibi anti-fibrotik ilaçların kan düzeyini hızlı arttırarak yan etki gelişme olasılığını arttıracağından kaçınılmalıdır

IPF hastalarında öksürüğün etkisiyle, yaşa bağlı yutma kaslarının zayıflaması ve de eşlik eden gastroözefageal reflü etkisiyle aspirasyon ve yutma güçlüğü (disfaji) gelişebilir. Her vizitte bu durumlar sorgulanmalı ve dikkatli olunmalıdır. Yiyeceklerin yumuşatılması ve daha kolay yutulabilir hale getirilmesi, yavaş yemek yeme, küçük ve sık öğünler şeklinde beslenme, yemek sonrası hemen yatış pozisyonuna geçmeme konusunda hasta bilgilendirilmelidir.

Bağışıklık sistemini güçlendirmek için C vitamini, A vitamini, çinko gibi besin öğeleri ile diyet desteklenmelidir. Bu besinler yeşil yapraklı sebzeler ve meyvelerde bol bulunur. Meyve olarak greyfurt ve greyfurt suyu anti-fibrotik ilaçların emilimini etkileyeceğinden tercih edilmemelidir. Aynı şekilde anti-fibrotik ilaçların emilimini etkileyeceğinden sebze olarak da brokoli, Brüksel lahanası, lahana gibi turpgillerden sebzelerin tüketilmesi sınırlanmalı, haftada biri geçmemelidir.

Bunlar dışında sarı kantaron, yeşil çay, ginseng, C, E Vitamini gibi bitkisel ve gıda takviyeleri alınmadan önce İPF hastaları bu durumu mutlaka takip eden hekimi ile ilaç etkileşimleri açısından paylaşmalıdır. Gereken hastalarda etkileşim açısından yakın takip planlanmalıdır.  

Sonuç olarak, IPF hastalarının beslenmesi, genel sağlık durumlarını iyileştirmeye, inflamasyonu azaltmaya ve yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. Tüm hastalıklarda olduğu gibi IPF hastalarında da beslenme, hastalığın yönetiminde önemli bir rol oynar ve doğru bir diyet, hastaların daha iyi bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Kaynaklar:

  • Molina-Molina M, Shull JG, Vicens-Zygmunt V, et al. Gastrointestinal pirfenidone adverse events in idiopathic pulmonary fibrosis depending on diet: the MADIET clinical trial. Eur Respir J. 2023 Oct 19;62(4):2300262.
  • Faverio P, Bocchino M, Caminati A, et al. Nutrition in Patients with Idiopathic Pulmonary Fibrosis: Critical Issues Analysis and Future Research Directions. Nutrients. 2020 Apr 17;12(4):1131.
  • He, X. et al. (2024) ‘Body mass index and weight loss as risk factors for poor outcomes in patients with idiopathic pulmonary fibrosis: a systematic review and meta-analysis’, Annals of Medicine, 56(1).
  • Jouneau S, Crestani B, Thibault R, Lederlin M, Vernhet L, Yang M, Morgenthien E, Kirchgaessler KU, Cottin V. Post hoc Analysis of Clinical Outcomes in Placebo- and Pirfenidone-Treated Patients with IPF Stratified by BMI and Weight Loss. Respiration. 2022;101(2):142-154. ASCEND and CAPACITY, and all patients in INSPIRE and RIFF Cohort